Çetin AY .

Tarih: 09.11.2025 11:36

HASTANELER BÜYÜDÜKÇE KALİTE DÜŞER...!

Facebook Twitter Linked-in

Bir hastanenin koridoru, bir ülkenin medeniyet aynasıdır.
İnsan orada devlete en savunmasız hâliyle yaklaşır; korkusuyla, umuduyla, çaresizliğiyle.
Görünen şey, aslında devletin kendisidir.

Bugün büyük hastanelerde yaşanan tablo açık:
Görev çizgileri silik, kimlikler karışık.
Hemşire, hasta bakıcı, yönlendirme görevlisi ve teknik personel aynı akış içinde birbirine benziyor.
Bu gevşeklik değil; organizasyonun kaymasıdır.

Hastane bir ofis değildir.
Sosyal alan hiç değildir.
Hastane hayat ile ölümün birbirine değdiği yerdir.
Ciddiyet kaybolduğunda, güven çöker.

Büyük hastanelerde binlerce kişi tek yönetim zincirine bağlanır.
Sorumluluk görünmez olur, denetim zayıflar, iş akışı gölgelenir.
Küçük ölçekli hastanelerde ise düzen daha nettir; iletişim kısadır, denetim sahadadır, insan kaybolmaz.
Bu nedenle butik ölçekli hastanelerde hizmet kalitesi daha tutarlıdır.

Dünya Sağlık Örgütü’nün yıllardır vurguladığı gerçek şudur:
Hastane büyüdükçe kalite düşme riski artar.
Koordinasyon zorlaşır, karar süreçleri ağırlaşır, kimin ne yaptığı belirginliğini kaybeder.

En ideal hastane ölçeği 150 ila 300 yataktır.
Bu aralık yönetilebilir, izlenebilir ve insana dokunur hizmetin sürdürülebildiği ölçektir.
Kalite, insan ölçeğinde doğar.

Hastaneler büyütülmemeliydi; çoğaltılmalıydı.
Bir şehirde herkesin ulaşabileceği birden fazla hastane olmalıydı.
Gerçek sağlık, yakında olandır; kapısına gidilebilendir; insanın içine korku değil güven verenidir.

Hastane büyüdükçe sağlık küçülür.

Büyükşehirlerde her semtte bir hastane bulunduğunda:
Hizmet hızlanır, acil müdahale kolaylaşır, insan devlete uzaklaşmaz.

Hepsini tek merkezde toplamak, iyilik gibi gösterilen en büyük kötülüktür.

Sağlık devletin kalbidir.
Kalbin ritmi bozulursa beden yürüyemez.
Bugün ihtiyaç olan şey daha çok beton değil; net yapı, görünen sorumluluk ve yeniden ciddiyettir.

Çetin Ay
BWA BAŞKANI


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —