Tansel GEYİK

Tarih: 07.04.2024 01:25

MİLLÎ İRADE DERSİ

Facebook Twitter Linked-in

Seçimin ardından çıkan her sonuç, bir ders niteliği taşır.
Ne diyor Mehmet Akif:
"Tarih'i "tekerrür" diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?"

Önceden aldıkları derslere  iyi çalışanlar, sınavdan başı dik çıkar. 
Haklı gururunu yaşar.

Okuldan kaçan, sürekli kaynatanlarsa; sınıfta kalır. 
Başları önünde evlerine giderken, ebeveynlerinden yiyeceği dayağı düşünür.
Bu dersler öğrenene kadar devam eder. 
Bu arada olan da, zavallı Hacı Bekir'in yakasına olur.

31 Mart seçim sonuçları da;  hem iktidara, hem de muhalefete mesajlarla dolu.
Elbette kıymetini bilip, ibret almasını bilene...

Ama size güzel bir haber vereyim:
Görünen o ki; seçmenin mesajları,  gitmesi gereken yerlere tek tek ulaşmış. 
Alması gerekenler, güzelce almış.

İktidar partisi, kendisine çeki düzen vermek zorunda olduğunu idrak etmiş gözüküyor. 
Güç zehirlenmesine tutulmuş o kibirli hallerinden pek eser kalmadı.
"Emekliler Yılı" ilan ettikleri bu yılda çözümlerinin emeklilere su, simit sattırmak fikrinin kendilerine nelere mal olduğunu gördüler. 
Tam 22 yıldır ilk kez geriye düşüp, ikinci parti oldular. 
Böylece gerçek patronun kim olduğunu da nihayet anlamış oldular.
Çok geç de olsa.

Ana muhalefet partisi de, halkın kendisine verdiği bonuslu krediyi çok dikkatli kullanması gerektiğinin farkına varmış. 
Hata yapmak gibi bir lüksü olmadığını biliyor.
Bu yüzden başarılı olmak için tüm şartları zorlayacak, çok çalışacak.
Üstelik bir bahanesi de yok artık.
Önemli ve sevindirici bir gelişme.

Onca itiraza rağmen, inatla "Özü Başına" seçime giren İYİ PARTİ ise; kendi sloganı gibi,  tek başına olmanın bedelini çok ağır bir şekilde ödedi.

Yeri gelmişken, geniş bir parantez açmadan geçmek istemiyorum:
Hiçbir partinin stratejisi, "Kazanmak" yerine, "Kaybettirmek" üzerine kurulu olamaz. İddiasız ve hedefsiz bir siyaset, tabanı harekete geçirmez. 
Karşılık bulmaz. 
Öyle de oldu.

Bu öngörüsüzlüğe, iş bilmezliğe seçmeni onay vermedi, sahip çıkmadı. 
Bu sinsi plan fark edildi ve bozuldu.
Milletle  inatlaşmak nasıl olurmuş görüldü.

Unutmayalım; daha önce bu tarz oyunlara kalkışan, milletiyle inatlaşan partilerin tamamı fil mezarlığında!

Tabii "özü başına" seçime girmeye onay verip, sessiz kalan,  itiraz etmeyen, şerh koymayan parti yetkilileri de en az Genel Başkanları kadar sorumludur. 
Yok öyle sıyrılmak, yok öyle yağma!
Diyerek parantezi kapatayım...

31 Mart  sonuçları, seçmenin bilinçli ve sağduyulu davranışının nihayetinde oluşmuştur. 
Halkımız oynanan oyunları, kurulan kumpasları bozmuş; bununla da kalmayıp, hepsini yerle bir etmiştir.
Bu başarı muhalefetin değil, feraset sahibi seçmenin başarısıdır.
Lütfen hiç kimse üstüne almasın, sahip de çıkmasın.

Millî İrade dersinden bütünlemeye kalan partilere de birkaç sözüm olacak: 
Tabanına ve seçmenine rağmen "Ben yaptım, oldu." demek; sonuçta hüsrandan, mağlubiyetten başka bir şey getirmez. 
Bunu bir kez daha gördünüz.
Kibrinizi, iflah olmaz  o şımarıklığınızı ve bencilliğinizi bir an önce terk etmek zorundasınız.
Partililerin, tabanın sesini dikkate almanız gerektiği, sanırım beyninize artık kazınmıştır.
Bu yaşananlardan ders almazsanız; böyle tepe taklak olur, berbat bir karne ile insan içine yine çıkamaz hale gelirsiniz.

Unutmadan son bir tavsiye:
Genel Merkezinizde de kim varsa, hepsini kapının önüne bir an önce koyun bence...
Size bu kadar nasihat yeter, belki de fazla bile...

Haydi!
Şimdi herkes sınıfa.
Teneffüs bitti. 
Zil çoktan çaldı, ders başladı.
Kaytarmak, dersi kaynatmak yok. 
Hele masayı devirmek hiç yok!
Uslu uslu oturup dersinize çalışın.

Çünkü önümüzdeki en önemli sınavınız olan, "MİLLÎ İRADE SINAVI" tahminlerinizden çok çok daha erken olabilir.
Hatta;
Kim bilir; belki yarın, belki yarından da yakın!

Hepinize iyi dersler...

Tansel GEYİK


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —