Veysel ŞAHİN

Tarih: 06.10.2025 18:50

"Ruhun Hakikati…"

Facebook Twitter Linked-in

Secde Suresi 9. ayette Allah şöyle buyurur: “Sonra onu (Adem’i) şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için kulaklar, gözler ve gönüller yarattı. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!”

Bu ayet, insanın yaratılışında bedeni yön ile ruhi yönün birleşmesini vurgular. Allah, insanı topraktan gelen maddi bir varlık olarak yarattı, fakat onu hayvanlardan ayıran asıl özelliği ilahi nefestir. Bu nefestir ki insana bilinç, akıl, vicdan, irade ve manevi bir derinlik kazandırır. Vücudun hareket etmesini sağlar. Ellerin, kolların, bacakların, dilin, dudakların sırrı budur.

Ayette geçen “ruhumdan üfledim” ifadesi, Allah’ın ruhundan bir parça vermesi anlamına gelir. Kaf Suresi 16. Ayette geçen; “Biz ona (insana) şah damarından daha yakınız.” ifadesi de böylelikle anlam bulur.

Ruh, insana Allah tarafından özel bir şeref ve değer kazandıran manevi cevherin verilmesidir. İnsana hayat, idrak, şuur ve irade kazandıran ilahi bir emanet ve sırdır. Nasıl ki öldüğümüzde ruh bedenden ayrılınca geriye kalanların bir değeri olmaz ve toprağa gömülür ise ruh da ait olduğu yere, berzah alemine göç eder. Çünkü ruh yok olmaz.

Kuran’da başka bir ayette ruh hakkında şöyle buyrulur: “Sana ruhtan soruyorlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size bu hususta ancak az bir bilgi verilmiştir.” (İsra Suresi: 85. Ayet)

Bu da gösteriyor ki ruhun mahiyeti tam anlamıyla akıl ile çözülemez; o, Allah’ın ilahi kudretiyle insana verilmiş görünmez bir hakikattir. Ruh, insanın yalnızca yaşamasını değil, aynı zamanda anlamlı bir varlık olmasını sağlar. Beden: Topraktan gelir, dünyaya bağlıdır, fanidir. Ruh: İlahi kaynaktan gelir, asıldır, ölümsüzdür. Bu yüzden insanın değerini belirleyen şey sadece bedeni değil, onun taşıdığı ruh ve o ruhun ortaya koyduğu iman, ahlak ve iradedir.

Allah’ın insana kulak, göz ve gönül vermesi, insanın çevresini idrak etmesi ve doğru yolu bulması içindir. Ancak ayetin sonunda “Ne kadar da az şükrediyorsunuz!” ifadesi, insana verilen bu büyük nimetin çoğu zaman unutulduğunu bildirir. Kulak, hakikati işitmek içindir. Göz, hakikati görmek içindir. Gönül, hakikati idrak ve hissetmek içindir. Eğer insan bunları sadece dünyevi menfaat için kullanırsa, ruhunu köreltmiş olur.

Secde Suresi 9. ayet, insanın yaratılışındaki en büyük sırra işaret eder: Allah’ın insana ruhundan üflemesi. Bu, insanın şerefini, sorumluluğunu ve diğer varlıklardan üstünlüğünü gösterir. Ruh, Allah’ın insana verdiği en büyük emanettir. Bu emaneti korumak da imanla, salih amelle, ahlakla ve şükürle mümkündür…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —