Gelin birlikte geçmişe doğru yolculuk yapalım.
Kim bilir karşımıza belki önemli dersler, belki de ibret alınacak gerçek hikâyeler çıkar...
21 Nisan 2016 tarihinde o zamanki adıyla HDP (bugünün DEM partisi) Milletvekili olan Garo Paylan elinde bazı fotoğraflarla meclis kürsüsünde söz alır.
Konu malum; ağızlarına pelesenk ettikleri sözde soykırım iddiaları...
Garo Efendi ya tarih bilmez, ya da nasıl olsa itiraz edip gerçekleri dile getiren biri çıkmaz düşüncesi ile konuşmasında bir isim üzerinde özellikle çok durur:
Onun adı Karekin Pastırmacıyan'dır.
Garo Paylan'ın Meclis kürsüsünde ona "dedem" diye hitap eder ve 1915 tarihinde bu şahsın Meclis-i Mebusan tarafından öldürüldüğü iddialarında bulunur. Mağdur edebiyatı yapar. Eşitlikten, azınlıkların yaşadığı güya zulümlerden dem vurur.
Peki tüm bu iddialar doğru muydu?
Elbette hayır!...
Gerçeği anlatayım.
Karekin Pastırmacıyan 1872 yılında Erzurum'da doğar. Gençlik yıllarında taşnak komitası fikirleri ile tanışır. Sonrasında ise tam bir Türk düşmanı olur.
Pastırmacıyan (Terörist kod adı: Armen Garo) ilk kanlı terör eylemini tarihler 26 Ağustos 1896'yı gösterdiğinde gerçekleştirir.
İstanbul'da saat 13.00'te "Osmanlı Bankası Baskını" olarak tarihe geçen bu eylemde 28 Ermeni teröriste önderlik eder. Onlarca banka çalışanını ve müşteriyi günlerce rehin tutarlar.
Üstlerinde taşıdıkları bombaları, dinamitleri sivil halkın üstüne atarlar. Bununla da yetinmez, eş zamanlı olarak İstanbul'un birçok mahallesinde aynı gün ve saatte daha önceden yerleştirdikleri bombaları patlatırlar...
Terör olayları bir hafta kadar sürer. Binlerce masum insan hayatını kaybeder. İstanbul adeta cehennemi döner.
Sonrasında Karekin ve geride kalan 16 Ermeni terörist (12'si gebertilir) devletle pazarlığa girer. Abdülhamit bu teröristlerin can güvenliğini garanti eder ve Karaköy 'deki bir gemiye binerek ülkeyi terk etmelerine izin verir.
Terörist başı Karekin'le birlikte diğer Ermeni teröristler Marsilya'ya kaçar.
Ancak hikâye böyle bitmez, sonrasında daha da ilginç bir hâl alır.
1908 yılında ll. Meşrutiyet'in ilânıyla getirilen "siyasi af" tan yararlanarak Erzurum'dan vekil seçilir ve meclise girer. İki dönem Milletvekili olarak Meclis-i Mebusan'da görev yapar.
Ama yaptığı hainlikler yine de son bulmaz.
Çünkü bilinir ki; sonuçta hainler yalnızca söylemlerini değiştirir, özleri ise hep aynı kalır.
Bu terörist başının da özü değişmez, kaldığı yerden devam eder.
1914'te Kafkasya'ya geçip Ermeni çeteler ile birlikte Türklere karşı yapılan katliamlarda yine önemli görevler üstlenir.
Düşmanlarla iş tutar.
Talat Paşa, Cemal Paşa gibi birçok devlet adamımızın suikastlarını organize eder...
Ve 1923 tarihinde yaşadığı İsviçre'de kalp krizi geçirerek geberir.
İşte, eski HDP milletvekili Garo Paylan'ın fotoğrafını Meclis kürsüsünde göstererek "dedem" dediği ve 1915 tarihinde Meclis-i Mebusan tarafından öldürüldüğünü iddia ettiği teröristbaşı vekil Karekin Pastırmacıyan'ın gerçek hikâyesi böyle.
Garo efendinin iddiaları da koca bir yalan ve iftiradan ibaret!
Karekin Pastırmacıyan; doğduğu ülkede birçok terör eylemi gerçekleştirmiş, birçok masum insanı katletmiş, düşmanla işbirliği yapmış, tüm bu hainliklerine rağmen siyasi af'tan yararlanarak vekil seçilmiş ve kalp krizinden dolayı hayatını kaybetmiş bir terörist başıdır!...
Güzel bir söz vardır: "Ders, sen öğrenince kadar devam eder!..." diye.
İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy'un tarihi sözüyle yazımı sonlandırayım. "Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar. Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?"
Umarım tarih dersimizi iyi öğreniriz.
Ve umarım, tarihten ibret alırız!
Sağlıcakla kalın.