Çetin AY .

Tarih: 16.11.2025 11:54

YERALTI ÖRGÜTLERİ 2'YE AYRILIR..!

Facebook Twitter Linked-in

 

Bazı acılar vardır; zaman geçtikçe hafiflemek yerine ağırlaşır. Ne toprak unutuyor… ne de insan. Unutamıyor, çünkü yara derin.

Kaz Dağları bunun en çarpıcı örneğidir. Bir ülkenin akciğerleri bir sabah sessizce söküldü; ormanlar kesildi, su damarları kurudu, yaban hayatı sustu. Bu tahribatın geri dönüşü yoktur. Ne parayla karşılanır ne zamanla telafi edilir. Doğa bir kez nefessiz kaldığında kayıp kalıcıdır.

Toplumun yaşadığı acı da farklı değildi. Muhsin Yazıcıoğlu, Sinan Ateş ve Taner Ay gibi isimlerin kaybı, milyonların vicdanında derin bir iz bıraktı. Onlar bu ülkenin evlatlarıydı; duruşlarıyla ve adalet duygularıyla hatırlanmaya devam ediyorlar.

Ancak Taner Ay söz konusu olduğunda acı daha keskindir. Çünkü ona yönelik ilk darbe hayatına değil, onuruna yönelmişti. Gerçekle ilgisi olmayan iddialar… bilinçli bir karalama…

Ortada yıllardır değişmeyen bir gerçek var: İddiaları ortaya atanlar hiçbir zaman netleşmedi. Eğer bu iddiaların sahipleri ortaya çıkarılabilseydi, olayın tüm bağlantıları da çok daha önce aydınlatılabilirdi.

Ama hâlâ orada duran bir şey var: Taner Ay hakkındaki iddiaları ispatlayana konulan 1 milyon Euro’luk ödül. Yıllardır kimse çıkmadı. Çünkü ortada bir suç değil; karalama niteliğinde iddialar vardı.

İftira karanlıktır. İftira günahtır.

Doğa boş olduğu için değil, değer taşıdığı için hedef alınır. Kaz Dağları’nın altındaki maden ne kadar kıymetliyse, Muhsin Yazıcıoğlu’nun, Sinan Ateş’in ve Taner Ay’ın yüreğindeki vatan sevgisi de o kadar kıymetliydi. Saldırı her zaman değere yönelir. Toprağın altındaki cevheri yok edenle, toplumdaki yiğitleri yıpratan zihniyet aynıdır: Kıymeti taşıyana zarar vermek.

Bir ülkede yiğitler yaşarsa ormanlar da yaşar. Ormanlar katlediliyorsa, bilin ki yiğitler azalmıştır. Çünkü hem toprağı hem insanı ayakta tutan aynı şeydir: Değer.

Hiçbir felaket ansızın ortaya çıkmaz. Önce iftira atılır, sonra vicdan sessizleştirilir, en sonunda masumlar hedef hâline gelir. Çevre tahribatında da insanın yıpratılmasında da kök aynıdır: Güzel olanı korumak yerine göz göre göre yok edilmesine sessiz kalmak. En ağır acı da budur.

Katledilen doğanın da insanın da suçunun olmasına gerek yok. Dünya çirkinleşti; güzel olanı yok ediyorlar.

Adaletin sesi duyulduğunda hem doğa hem insan huzur bulur.

Çetin Ay
BWA Başkanı


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —