S. Tarkan BOZKURT

Tarih: 21.12.2025 19:31

Zamana İftira

Facebook Twitter Linked-in

Zaman..

Nedir bu “zaman” ?

Dün mü, bugün mü, yarın mı?

Bir takvim mi?

Yoksa yok mu?

Şimdi zamanı değil mi?

Geçtiii mi?

Diye sorarken aslında bilmeliyiz ki;

Zaman bitmez, insan vazgeçer.

An kapanmaz, idrak uyur.

“Bugün bitti” diyen, saati değil iradesini susturur.

Oysa her nefes, başlangıcın hâlâ mümkün olduğuna dair bir ilândır.

 

Zaman, insanın sandığı gibi tükenen bir sermaye değil, insanın içinde açılan bir idrak alanıdır. Zaman geçmez. Geçen, insanın idrakidir.

 

Tasavvuf “an” derken saati değil, hâli kasteder. An; kulun Rabbiyle, insanın hakikatiyle temas ettiği eşiğin adıdır. O yüzden “bugün bitti” demek, aslında “ben bu anı kaçırdım” demektir. Zaman bitmez, insan uyanamazsa anlam biter.

 

Zaman Akmaz, İnsan Dağılır

 

Zaman nesnel değildir, bilinçle anlam kazanır. Aynı saat dilimi birine yük, diğerine rahmet olur. Aynı gece bir insanın karanlığıyken, bir başkasının seheridir.

 

Bu yüzden “geç kaldım” diyen insan, aslında hakikate değil, kendi dağınıklığına bakmalıdır. Çünkü geç kalan niyettir. Dağılan dikkattir.

 

Hakikat yolunda başlangıçlar takvimle yapılmaz. Başlangıç, idrakle olur. Bir kul, bir yanlışı fark ettiği an tövbe yoluna girmiştir. Bir insan, içindeki boşluğu duyduğu an arayış başlamıştır. Arayış başladıysa yol da açılmıştır.

 

Bu yüzden “yarın başlarım” sözü, nefsin en ince oyalamasıdır. Yarın, zihnin icat ettiği bir perdedir. Hakikat yalnızca şimdi konuşur. Çünkü “sonra” diye bir mekân yoktur, yalnızca ertelenmiş bir sorumluluk vardır.

 

Peygamber efendimiz, (Yarın yaparım diyen, helak oldu, ziyan etti) buyurdu.

 

İnsan ve herşey her an yeniden yaratılır. Yaratma her an aralıksız devam eder. Bu, sadece kozmik bir iddia değil, ahlâkî bir çağrıdır. Her an, kulun yeniden niyet etme imkânıdır. Her nefes, geçmişi bırakma fırsatıdır.

 

Bir hatadan dönmek için sabahı beklemek gerekmez. Bir iyiliğe başlamak için şartların olgunlaşmasını beklemek gerekmez. Olgunlaşması gereken şartlar iradedir.

 

Zamana Sitem, Kendinden Kaçıştır

 

Zamana kızan insan, çoğu zaman kendisiyle yüzleşmekten kaçıyordur. “Bugün bitti” diyen, aslında “ben bu anı değerlendirmedim” demek istemez, çünkü bu bir sorumluluk gerektirir.

 

Oysa tasavvuf, sorumluluğu zamandan alır, kulun kalbine bırakır. An, emanettir. Emanet ertelenmez. Emanet ya taşınır ya zayi edilir.

 

Velhasıl,

Zaman ne zalimdir ne merhametli. Zaman aynadır. İçine bakan, kendini görür. Kendini gören, değişme imkânını fark eder.

 

Bugün bitmez.

An kapanmaz.

Kapı yalnızca bakmayanın yüzüne kapalıdır.

 

Her an, başlangıç için en uygun zamandır. Çünkü hakikat, yalnızca şimdi nefes alır.

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —