TÜRKİYE YÜZYILI CUMHURİYETİMİZ
İstanbul Boğazı,
Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı'nı kapsayan Boğazlar, stratejik konumuyla kıtalar arası geçişi sağlayarak tarih boyunca kıtalar arası coğrafi sınırların kesişme noktası olduğu gibi, devletlerin çıkarlarının çarpışma noktası olarak da güç dengelerini yüzyıllar boyu etkilemiştir.
Dünya’da birçok farklı boğaz vardır.
Bunların en bilinenleri arasında Macellan, Cebelitarık, Sund, Büyük Belt ve Küçük Belt boğazları vardır. Ancak, gerek dünyanın en dar su yolları olmaları, gerekse iki farklı kıtanın birbirine en yakın olduğu alanda bulunmalarından dolayı İstanbul ve Çanakkale boğazları dünyada en çok bilinen boğazlar olarak göze çarpar. Bu boğazların bulunduğu şehirlerde birçok farklı devlet kurulmuş, bu şehirleri almak için savaşlar yapılmıştır. İstanbul ve Çanakkale boğazlarının bugün Türkiye ve dünya için olan öneminin daha iyi kavranabilmesi için geçmişe de bakılması gerekir.
Osmanlı imparatorluğu,
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul boğazı ile Çanakkale boğazınin, ele gecirilmemesini ve bunun vurgusunu tarihimize kadar yürütmüştür.
İstanbul geçmişte Bizans, Doğu Bizans, Latin ve Osmanlı devletlerine başkentlik yapmış bir şehirdir. Bu şehri diğer bölgelerden ayıran en önemli özelliği ise kuşkusuz içinden geçen İstanbul Boğazı’dır. İstanbul Boğazı geçmişte birçok farklı devletin en önemli gelir kaynaklarından birisi olmuş, devletler geçen gemilerden vergi alarak büyük ölçülerde gelirler elde etmişlerdir.
Akdeniz ile Ege denizlerini birbirine bağlayan iki boğazdan biri olan İstanbul Boğazı’nın stratejik önemi de tarihe bakılarak görülebilir. Zira Rusya’nın tarih boyunca sıcak denizlere inme hayali Osmanlıların boğazı başarılı bir şekilde kapatmaları ile gerçeğe dönüşememektedir, zira Kuzey Okyanusu’na kıyısı olan Rusya’nın Akdeniz’e inmesinin tek yolu boğazlardan geçmektir. Stratejik öneme başka bir örnek de I. Dünya Savaşı’ndan verilebilir. Osmanlı’yı savaş dışı bırakmak isteyen ve Rusya’ya destek ulaştırmak isteyen İtilaf Devletleri İstanbul ve Çanakkale Boğaz’larından geçmek istemişler, ancak Türk askerinin destansı mücadelesi sonucunda başarılı olamamışlardır. Bunun sonucunda savaş bir yıl uzamış, Rusya Çarlığı savaş dışında kalmıştır.
Çanakkale Boğazı da İstanbul Boğazı’nın yanı sıra oldukça büyük bir önem taşımaktadır. İlkçağlarda Ege Denizi ile Marmara Denizi’ni birbirine bağladığı için önemi İstanbul Boğazı’ndan daha fazladır. Çanakkale Boğazı’nın kontrolü için bir yarış içerisine giren Truva ve Helenler tarih kitaplarında sıkça bahsedilen Truva Savaşı’nı yapmışlardır. Bunun yanında Çanakkale Boğazı Atina ve Sparta arasında anlaşmazlıklara sebep olmuştur. Tarihin önemli komutanlarından biri olan Makedonya kralı Büyük İskender de Asya’nın fethi için yapılan seferde Çanakkale Boğazı’ndan geçmiştir. Görülebilir ki, Çanakkale Boğazı devletler arasında anlaşmazlıklara sebebiyet vermiş, farklı milletler bu önemli noktayı kontrol altına alabilmek için uğraşlar vermişlerdir.
Batının istediği, yüzyıllardır ele getiremediği Çanakkale ve İstanbul boğazi,
Türkiyenin stratejik konumunu değiştirmeye çalışmalarıdır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürkün Çanakkale savaşında, yediden yetmişe, Anzaklilar ile savasip mücadele etmesi
Taşının toprağının her yerinde şehitlerimizin kanlarinin olduğu
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ tarihimizin özüdür.
Türkiye yüzyılı gerçekleriyle birleşerek vatanımızın, bayrağımızın, ezanlarimizin susmayacagi,
Türkiye Cumhuriyeti Devletini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Yüzyıllardır Batılıların başaramadığı, vatanımıza sahip çıkmaktı.
Tek bayrak,Tek devlet, tek millet,
Tek vatan sözleri çerçevesinde, birliğimizin daimligi, birliğimizin kuvvetini BM ve içimizdeki hainlere karşı,
Dik durmalıyız.
Asla boyun eğmemeliyiz.
Topraklarımızın her zerresinde şehit kanlarimizin olduğunu unutma unutturma.
Selam ve dua ile!