TANSEL GEYİK


ORDA NARİN'İN BİR KÖYÜ VAR UZAKTA

Şimdi kalkıp “sayın yetkililer” boşuna sahte gözyaşı falan dökmesin, çünkü hiç kimse inanmıyor.


Gözden uzak olan, gönülden de uzak mı oluyor? 
Peki; uzak olmak, kaderine terk etmek mi oluyor?
Ne acıdır ki; ülkemizde, evet!

Ahmet Kutsi Tecer'in 1927 yılında kaleme aldığı, sonrasında  bestelenip çocuk şarkısı olan bu şiirini bilmeyenimiz yoktur. 
“Orda, bir köy var uzakta.
O köy, bizim köyümüzdür.
Gezmesek de tozmasak da,
O köy, bizim köyümüzdür.”

İş-aş, ya da eğitimine devam etmek zorunda kalıp bir süreliğine yurdunu, köyünü terk edenler için; elbette o köy, hâlâ onların köyü.
Bunda şüphe yok...

Ancak oraları; o köyleri, terk eden devlet ise, durum çok vahim bir hâl alıyor.

Artık o köy; o  kasaba terör örgütlerinin, tarikatların veya cemaatlerin, yani şer odaklarının arka bahçesi haline geliveriyor...

Toplumda açık kalan boşluklar anında dolar.  
Ya bilimle; ya cehaletle.
Ya sevgiyle; ya da kin ve nefretle...
Bu konuda sonucun ne olacağını elbette devleti yönetenler belirliyor.

Aslında maçı çoktan kaybetmişiz.
Yıllar önce Köy Enstitülerini kapatarak geleceğimizi ellerimizle yok etmişiz...
Büyük bir fırsat yok olmuş...

“Kaçan balık büyük olur.” derler. 
Ama bu kaçan fırsat, gerçekten çok büyük!

Oysa 60'lı , 70'li yıllarda öğrenim gören çocukları, gençleri  buralardan mezun olan o idealist öğretmenler yetiştirmiş.

Okumak, araştırma yapmak; sinema ve tiyatro alışkanlığı, müziğe, sanata ilgi onların sayesinde artmış.

Gelin görün ki; kırsal kalkınmanın öncülüğünü yapan, lokomotifi sayılan Köy Enstitüleri bir gecede kapatılmış. Bu kararı alanlar hiç vicdan azabı duymamış.
Dedim ya; maçı baştan kaybetmişiz...

O tarihi hatadan ders alınmamış olunsa gerek; hatalar silsilesine bir yenisi daha eklenerek karanlığa doğru yol almaya devam edilmiş. 
Anlayacağınız, koca bir musibet yetmemiş.

Peki, nedir bu büyük yanlış?

Hemen söyleyeyim:
Köy okullarını da 2000'li yılların başında kapatıp “Taşımalı Eğitim”e geçerek üstüne de kocaman bir tüy dikilen yanlış!

Ve ne yazık ki, köylerdeki o masum,  körpe yavrular mahşerin üç atlısına;  tarikat, cemaat va terör örgütlerinin eline teslim edildi. 
Köy okullarını kapatarak, adeta bu iblislerin ekmeğine yağ sürüldü...
Körün istediği bir göz, iki göz birden hediye edildi bunlara.
Meydan; vicdan, merhamet yoksunu hainlere, kolpalara kaldı.

Tabii sonrasında yaşanan o utanç verici olayları;
“Bir kereden bir şey olmaz.”
“Kendi rızası ile olmuş.” gibi zırvalarla, kamuoyunun tansiyonunu düşürmeye yönelik bu açıklamaları yaparken o yetkililerin yüzleri hiç mi hiç kızarmadı.
Hiç mi hiç utanmadılar.

Yaşanan onca rezilliği kimse üstüne almadı. Hiç kimse yargı önünde hesap vermedi.

Anlayacağınız;  iğrençlikler, kötülükler, hainlikler yapanların yanına kâr kaldı...

Doğal olarak bu aymazlardan yüz bulan; nerede katil, sapık, kanı bozuk varsa,  daha da cesaretlenip iyice zıvanadan çıktı...
Bu haysiyet yoksunları sahnedeyken şeytana bile gerek kalmadı...

Şimdi kalkıp “sayın yetkililer” boşuna sahte gözyaşı falan dökmesin, çünkü hiç kimse inanmıyor.

(Kimse üstüne alınmasın diyeceğim ama demiyorum. Aksine, kim üstüne alınacaksa alınsın! 
Kötülüğün kol gezdiği, çocuk cinayetlerinin, ensest ilişkilerin yaşandığı adeta pislik yuvalarına dönmüş; aklın kaybolduğu, edebin, ahlâkın unutulduğu, vicdan ve merhametten yoksun,  benliğini, ruhunu iblise teslim etmiş; insan onur ve haysiyetinin yerle bir olduğu, gözü dönmüş yaratıkların cirit attığı yerlerden; sözde kurslar, dernekler veya vakıflardan söz ediyorum...)

Oysa kapatılan o köy okulunun öğretmeni, yalnızca çocukları mı eğitirdi?
Hayır!
Anne babalara da rehberlik eder, onlara nasıl ebeveynler olmaları gerektiğini anlatırlardı.

Köydeki öğretmen, yalnızca öğrencilerini mi tanırdı?
Hayır!
Köyde kim var, kim yok bilirdi. 
Kim arlı, kim arsız; kim hırlı, kim hırsız gözünden tanırdı...

Köyün delikanlıları, genç kızları ona imrenir, örnek alır, onun gibi olmak isterdi.
Yani gençlerin de hayaliydi, birgün öğretmen olmak!

Köy odalarındaki sohbetler, konuşmalar öğretmensiz başlamaz, köy ahalisi ondan feyz alırdı.

Kısacası;  köyde, kasabada herkesin yolunu, ufkunu açan, aydınlatan bir ışıktı öğretmenler.

Prof. Dr. Celal Şengör 'e soruyorlar: –Hocam; şayet Köy Enstitüleri kapatılmasaydı, acaba nasıl bir ülke olurduk?
Hocanın yanıtı şöyle oluyor:
–Evet, belki bir Almanya olamazdık ama; kesin Avusturya olurduk!

Hey hat!!!
Bakar mısınız? 
Gel de ah, vah etme!
Gel de başına, dizine vurma!
Kayıp akıl alır gibi değil!

Sırf siyasi ikbal, siyasi gelecek uğruna, ne kadar büyük yanlışlar yapılmış...

Bedri Rahmi Eyüboğlu 1943 yılında, yanında Abidin Dino , Sebahattin Ali ve Orhan Veli ile birlikte ziyaret ettiği Hasanoğlan Köy Enstitüsü hatırasını şöyle anlatmış :
“Hasanoğlan Köy Enstitüsü'ne gitmiştik. Okulun hayvanlarını barındıran ahırda bir çocuk gördüm. Gece nöbeti ona düşmüş, elinde kitap vardı, dalmıştı. Shakespeare okuyordu. Okuduğunu nasıl kavradığını, ertesi gün oynadıkları piyeste gördük!..
Mozart, Vivaldi, Beethoven dinliyorlar; Gorki, Tolstoy, Zola okuyorlardı. Molieré'in "Kibarlık Budalası"nı, Sofokles'in "Kral Oedipus"unu, Gogol'un "Müfettiş"ini sahneliyorlardı.”

Dikkatinizi çekerim, yıl 1943.
Köy Enstitülerinde okuyan bu gençler Mozart, Beethoven dinliyor;
Gogol'un “Müfettiş” adlı eserini sahneye koyup, oynuyorlar.
1943 yılında hem de...

Gelelim günümüze, 2024 yılına...

Hayat ne kadar garip;
Narin'in köyüne yalnızca bir saat uzaklıkta, Ergani'de  “Dicle Köy Enstitüsü” de 1954 yılında mühür vurulan okullar arasında. 
O gün bugün kapalı...
Tam yetmiş sene geçmiş üstünden.

Şimdi lütfen gözlerinizi kapayın, derin bir nefes alın ve o eğitim yuvasının açık olduğunu, Tavşantepe köyünde bulunan ahalinin bu Enstitüden mezun olduğunu, buradaki gençlerin de hâlâ burada öğrenimlerine devam ettiğini hayal edin...

Siz hayal edin, ben de anlatayım:
Piyanonun başında Narin'in annesi ve hemen yanındaki babası kemanla ona eşlik ediyor. Abisi de akordeon çalarak tam bir müzik ziyafetine dönüştürüyor. Narin de onlara o güzel sesiyle katılıyor.
“Orda bir köy var uzakta. O köy bizim köyümüzdür!” diyerek yüksek sesle, söylüyor o çocuk şarkısını.
Evlerindeki bu resital, bütün  köyden duyuluyor.
Herkesin yüzünde tebessüm, bütün köy neşe içinde; mutlu ve huzurlu...

Muhteşem bir tablo!
Ne o, çok mu uçuk geldi yoksa?
Hayır, bence değil.

Yukarıda söz ettiğim yanlışlar, hatalar yapılmasaydı; ya da bu yanlışlardan dönülseydi, inanın bu tablonun gerçekleşme ihtimali oldukça yüksekti.

İşte insan bu yüzden düşünmeden kendini alamıyor...
Acaba o köy okulları, o köy enstitüleri kapatılmasaydı, mezun vermeye devam etseydi; 
Narin'in başına böyle şeyler gelir miydi?

Sanmam...

Peki, soruyorum.
O zaman gerçek suçlu kim, ya da kimler?

Suç, bu cinayeti işleyenlerin mi; 
yoksa köy enstitülerini kapatan, yirmi bin köyü okulsuz, öğretmensiz bırakan; bu köylerdeki çocukları, anne ve babalarını bilgiden, aydınlıktan mahrum eden, ortaçağ karanlığına gömen, sonrasında yaşanacakları bile bile oradaki halkı cehalet ateşinin tam ortasına atan, bu insanların hayatlarının korkunç bir sonla biteceğini bildikleri halde sessizliğini, rahatını bozmayan, kaderlerine terk edenlerin mi?

Sizce hangisi?

Hiç gücenmece, darılmaca yok.
Kimse kendini kandırmasın.
Fail belli!

Artık orda, uzakta köy falan yok.
Olsa da; devletin olmadığı, terk ettiği o köy, zaten bizim değil!

Bilgiyle, sevgiyle ve umutla kalın.

PENTAGON'DA BELGE KRİZİ...

BRICS'İN DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ PAYI G7'Yİ GEÇTİ

HAMAS'IN YENİ LİDERİ HALİD MEŞAL

İSRAİL SOYKIRIMA ARALIKSIZ DEVAM EDİYOR

NOBEL EKONOMİ ÖDÜLÜ DARON ACEMOĞLU'NA VERİLDİ

İSRAİL MEDYASI HİZBULLAH'IN YENİ LİDERİNİN VURULDUĞUNU AÇIKLADI

GAZZE'DE CAN KAYBI ARTARAK DEVAM EDİYOR

FİLİSTİN DEVLETİNİN TANINMASI ÖNEMLİ....

“Gönül Elçileri” projesi dünya sahnesine çıktı

PUTİN ''DEN ERDOĞANA TEKLİF

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 9 8 0 1 19 25
2.Beşiktaş 8 6 0 2 12 20
3.Samsunspor 9 6 2 1 7 19
4.Fenerbahçe 8 5 1 2 11 17
5.Eyüpspor 9 4 2 3 4 15
6.İstanbul Başakşehir 8 4 2 2 4 14
7.Göztepe 8 3 2 3 4 12
8.Trabzonspor 8 2 0 6 2 12
9.Kasımpaşa 9 2 2 5 -1 11
10.Sivasspor 9 3 4 2 -2 11
11.Konyaspor 9 3 4 2 -3 11
12.Bodrum FK 9 3 5 1 -3 10
13.Rizespor 9 3 5 1 -10 10
14.Alanyaspor 9 2 4 3 -4 9
15.Antalyaspor 9 2 5 2 -9 8
16.Gazişehir Gaziantep 8 1 4 3 -4 6
17.Kayserispor 8 0 3 5 -7 5
18.Hatayspor 8 0 5 3 -7 3
19.Adana Demirspor 8 0 7 1 -13 1

YAZARLAR